İsviçre gezi notları | Zürich – Lucerne – Bern – Aarau | Haziran, 2012
İsviçre’ye gelmeden önce Almanya’da idim. (Stuttgart-Almanya gezi notlarımı görmek için tıklayın) Almanya’da iken İsviçre’ye de gitmek istedim. Çünkü benim orada değerli bir arkadaşım yaşıyor. Stuttgart’ın İsviçre’ye yakın olması da İsviçre’ye gitmemi kolaylaştırmıştı.
Stuttgart,Almanya’dan Zürich,İsviçre’ye nasıl gittim?
Kaldığım otelde (Maritim Hotel) resepsiyon ekibi ile görüştüm. Uçak yerine trenle de gidebileceğimi söylediler ve böyle daha uygun buldum. Aslında uçakla tren arasında fiyat farkı çok değil. Hemen hemen aynıydı. Fakat havalimana gidip uğraşmaktansa tren ulaşımı kullanmak daha kolay gibi görülüyordu.
Fiyatlarına gelirsek maalesef fiyatlarını çok iyi hatırlamıyorum ama 20 Euro falandı sanırım. Bilet fiyatını tam hatırlamasam da fiyatın 50 Euro’dan daha düşük olduğundan eminim.
Şansız bit anım oldu.. İsviçre seferi öncesi pasaportumu kaybettim! :/
Bavullarımı çantalarımı aldım, taksi bagajına bıraktım. İstanbul’a gidecek dayımla vedalaştım. O İstanbul için, ben İsviçre için yolculuğa çıkacaktım. Her şey yerindeydi.
Maritim Hotel’den çağırdığımız taksici de şansıma Türk çıktı. Taksi beni demiryolu istasyonuna bırakana kadar biraz muhabbet ettik. Almanya’daki durumlar, ırkçılık, yaşam gibi konulara değindik biraz. Muhabbet edince tabi ben de eşyalarımın bagajda olduğunu unuttum. Taksici de sanırım bu konuda sorumlu sayılıyor. Çünkü bagaja aldığı gibi inerken de bagajı açıp bana bavullarımı vermeliydi.
Neyse ben de hatalıyım, eşyalarımı unutmamalıydım. Stuttgart Hauptbahnhof demiryoluna biraz erken gelmiştim ve dışarıda zamanın geçmesini beklerken birden taksi bagajından çantamı almadığımı fark ettim.. Daha sonra oradaki taksicilerle görüştüm, beyaz bir taksi aracı, aynı zamanda beyaz saçlı bir Türk 50-55 yaşlarında gibi bilgiler verdim ve sağolsunlar bana o taksiciyi bulmama yardımcı oldular.
Taksici geri geldiğinde kendisine 3 Euro ödemem gerektiğini söylediler kabul ettim ve getirdi. Adam gelir gelmez benim sorumlu olduğumu söyledi.. Bunları yaşamasaydım böyle bir tecrübe de yaşamazdım. Yani kısacası ders oldu, bir dahaki yurt dışı gezilerimde daha dikkatli olacağım.
Her neyse aldım bavullarımı ve ardından biletimi de almak için istasyonun içinde bulunan ilgili ofise gittim.
Yıllardır gitmeye merakım olan İsviçre’ye sonunda gidiyorum!
EURO 2008’de orada olmayı çok istemiştim. Bilgisayar oyunu FIFA’da İsviçre takımlarından birini alıp teknik direktör kariyeri yapardım. Ekonomisinin,çikolatalarının ve doğasının iyi olduğu bu ülkeye kim gitmek istemez ki? Türkiye’de sıcak havada pişerken orada yağmur bir gün bile yaşamak istemiştim ama ne yazık ki seyahatım sıcak havalarda denk geldiğinden yağmurlu bir gün yaşayamadım İsviçre’de.
Bu gidişimde İsviçre’de arkadaşımda 4 gün kaldım. Daha fazla gezmek isterdim ama İsviçre’ye gideceğimi bilmiyordum, Türkiye’deki yaz tatilimden direkt Almanya’ya uçtum. Hazırlıksız oldu ve yorulmuştum dolayısıyla fazla gezmeye fırsatım olmadı. Ancak bir dahaki gelişimde detaylı bir şekilde İsviçre’yi gezmek isterim.
İsviçre’de yaşayan arkadaşım Alp ile önemli bir dostluğum vardır. 2008 yılında Parachat adlı bir chat sitesinde yabancı arkadaş ararken tesadüfen kendisiyle tanıştım. Kendisi benim gibi koyu bir Fenerbahçeli olduğu için internet üzerinde tanışmıştık. Daha sonra İstanbul’da birkaç kez buluştuk. Bu sefer İsviçre’de buluşmak için bana bir fırsat doğuyor! Zürich, Aarau,Bern ve Lucerne (Luzern) şehirlerini gezdik.
İsviçre’ye tren ile yolculuk..
Tren yolculuğu çok iyidi. Rottweil,Tutlingen vs.. gibi aklıma gelmeyen birçok kasabadan geçtim. Her yer doğa harikasıydı. Doğa güzelliğine bayıldım. Evler villa şeklindeydi. Ortamdaki yaşlı nüfusu ilgimi çekmişti. Bölgede birçok yaşlı insan gördüm ancak gençler de yok değil tabi. Bazı gençler de vardı onların sportif giyimleri ilgimi çekti. Karşımda oturan genç de koşudan geldiği de terli olmasından anlaşılıyordu 🙂
İsviçre’ye vardım
Akşama doğru hava kararmadan önce İsviçre’nin başkenti olmayan ama İstanbul’u gibi bir şehri olan Zürich’e vardım. Daha sonra Alp arkadaşım ile buluştum ve onların şehrine doğru yola çıktık.
O gün fotoğraf çekme fırsatım olmadı.
Arkadaşımın şehri Aarau’da çektiğim bazı fotoğraflar
Albert Einstein’in burada okul okuduğunu bildiğim bu şehirde yaklaşık 16,000 insan yaşıyor. Köy ama nasıl bir köy! Çok beğendim 🙂
Luzern’deyiz..
16.06.2012 / Luzern, İsviçre Arkadaşım Alp ve onun kardeşi Ayhan ile beraber İsviçre’nin Lucerne (Luzern) şehrine gittik. Burada bir havacılık müzesini ziyaret ettik. Daha sonra Luzern sahiline gittik. Küçükçekmece gölü kadar geniş bir göl görülüyordu, yeşillik ve tarihi binalar gözümde hoş duruyordu. Çok eğlenceli bir gün oldu benim için 🙂
Luzern şehri
Luzern Ulaşım Müzesi (Swiss Museum of Transport)
Mükemmel bir müze.. Uçaklar, simülatörler, arabalar, trenler, ne varsa..
Burası nerede?
Ulaşım müzesinden kareler